28 Kasım 2007 Çarşamba

KABAK DOLMA

Daha önce de söylediğim gibi kabak bizim evde çok sevilen bir sebze.Daha çok yemeği yapılsa da,daha çok vaktimiz olduğunda dolmasını yapmayı tercih ediyoruz.Bu seferki dolmaları Esra yapmıştı. Arşivde bekleyen ve bundan sonra yayınlamayı düşündüğüm bir kaç yemek daha Esra'nın ellerinden çıktı.Anlayacağınız ben bu sıralar pek mutfağa giremiyorum.Uzun uzun mutfakta kalmak,denemeler yapmak için sadece haftasonum var zaten. Kasım ayında 3 haftasonunda arkadaşlarımın düğünü için şehirdışında olmam gerekti.Mutfak işleri de Esra'ya kaldı,tabi sadece mutfak işleri değil tüm ev işleri :)) Neyse Esra'ya teşekkür etmek isterken konuyu iyice dallanıp budaklandırdım.Kabak dolmasıyla ilgili bir diğer söylemek istediğim de,kabakların oyarak çıkarttığımız içini mücver,börek ya da kıymalı kabak olarak değerlendirebilirsiniz. Afiyet olsun...


Malzemeler :

5 adet kabak
20 yemek kaşığı pirinç (her yarım kabak için 2 yemek kaşığı,kabaklar küçükse daha az da olabilir)
1 çay bardağı sıvı yağ
1 adet orta boy soğan
2 diş sarımsak
1 yemek kaşığı + 1 tatlı kaşığı domates salçası
250 gram kıyma
1 tutam kıyılmış dereotu
Tuz,karabiber,pulbiber isteğe göre diğer baharatlar
1-2 adet domates (ağzını kapatmak için)

Yapılışı :

İlk olarak içimizi hazırlayalım.

Bunun için pirinçleri yıkayıp diğer malzemeleri hazırlayana kadar ılık suda bekletelim.
Soğanları küçük küçük doğrayıp sıvı yağda kavuralım, kıymayı ekleyip kıymalar pişene kadar arasıra karıştırarak kavurmaya devam edelim.
Salçayı, tuzu, baharatları ve yıkayıp süzdüğümüz pirinçleri koyup karıştıralım.
1 çay bardağı sıcak su ilave edip suyunu çekene kadar pişirelim.
Kabakları soyup ortadan ikiye keselim ve içlerini oyalım.
Oyuklara hazırladığımızdan içten, 2/3ünü dolduracak şekilde koyalım.
Ağzına kestiğimiz domateslerden kapatıp sıkı bir şekilde tencereye dizelim.
Eğer tencerede boşluk kalırsa buralara soyulmuş patates yerleştirebilirsiniz.
Kabakların yarısına gelecek kadar 1 tatlı kaşığı domates salçası ile hazırlanmış sıcak su koyup orta ısılı ocakta kabaklar yumuşayana kadar pişirelim.
Eğer pişerken suyu azalırsa,sıcak su ilavesi yapabilirsiniz.
Afiyet olsun.

24 Kasım 2007 Cumartesi

KAYNANA ÇATLATAN TARİFLER ETKİNLİĞİ : PROFİTEROL


Kayınvalidemi kendi annemden ayırt etmem,o da beni kendi kızı gibi sever,nazar değmesin çok güzel bir ilişkimiz var.Ama etkinlik konusunun orjinalliğini ve özellikle logosunu çok sevdim :)) Zaten uzun zamandır yayınlamayı düşündüğüm profiterol tarifiyle katılmaya karar verdim. Her ne kadar tarif anneme (yani o da bir kaynana) ait olsa da etkinlik için uygun bir tarif gibi geldi bana :)) Evsahibemiz Sevgili Lale'ye de konu seçiminden dolayı teşekkür ediyorum ve başarılar diliyorum.

Ben mümkün olduğu kadar ayrıntılı anlatmaya ve fotograflamaya çalıştım,umarım başarılı olmuşumdur. Uzun ve zor gibi görünse de insan zamanla pratiklik kazanıyor ve hiç zorlanmıyor. Bir kere denemekle hiç birşey kaybetmezsiniz ;)


Malzemeler :

Hamuru için :
125 gram margarn
1 su bardağı un
1 su bardağı su
2 yemek kaşığı toz şeker
4 aet yumurta

Beyaz kreması için :
1 kg süt
125 gram margarin
1 su bardağı un
1 su bardağı toz şeker
1 paket vanilin

Kakaolu sos için :
1,5 su bardağı süt
2 yemek kaşığı nişasta
50 gram margarin
1 su badağı toz şeker
3 yemek kaşığı kakao

Yapılışı :

İlk olarak hamurunu hazırlayalım.
Bunun için suyu bir tencereye koyup içine margarin ve şekeri koyalım.
Margarin eriyene kadar karıştıralım.
Margarin eridikten sonra unu ekleyip topaklanmaması için hızlı hızlı karıştıralım.
Karışım koyulaşıp hamur kıvamını alınca ocaktan alalım.
Bu karışım soguyana kadar bekleyelim ve soguduktan sonra teker teker yumurtaları kırıp karıştıralım.
İlk yumurtayı kıralım, yumurtayı iyice yedirip daha sonra ikinci yumurtayı kıralım.
Yumurtaları tek tek kırmazsak istediğimiz gibi kabaran bir hamur elde edemeyiz.
4 yumurtayı da kırıp hamura yedirince, hamurdan tatlı kaşığı yardımıyla cevizden daha küçük parçalar alıp yağlanmamış fırın tepsisine aralıklı bir şekilde dizelim.
Hamur çok kabaracağından, mümkün olduğu kadar küçük parçalar alıp aralıklı dizelim.
Size büyüklük için fikir vermesi açısından şöyle diyebiliriz;50-55 tane parça elde etmeniz gerekiyor.
Bütün amuru bu şekilde hazırladıktan sonra 180C ye ısıtılmış fırında hafif pembeleşinceye kadar 30 dakika civarında pişirelim.



Hamurumuzun pişmesine 10 dakika kala iç(beyaz) kremamızı hazırlamaya başlayalım.
Bunun için; sütü bir tencereye alıp şeker ve unu ekleyelim.
Topaklanmaması için sürekli karıştırarak kaynayıncaya kadar pişirelim.
Kaynayınca margarin ve vanilini koyup kıvamı koyulaşınca ocaktan alalım.
Mikserle 2-3 dakika çırpıp hem daha çabuk soğumasını sağlayalım hem de topaklanmalar varsa bunları parçalamış olalım.
Daha sonra kremadan bir pasta enjektörüne doldurup fırından çıkan hamurların içine sıkalım.
Krema hazır olana kadar hamru fırından çıkartmazsanız daha iyi olur,ani sıcaklık değişiminden dolayı hamur sönebilir.



Kremayı hamurların içine sıkma işlemi bitince, üzeri için kakaolu sosu hazırlayalım.
Bunun için; sütü bir tencereye alıp nişasta,kakao ve şekeri ilave edelim.
Kaynayana kadar karıştırarak pişirelim.
Kaynayınca margarini ilave edelim ve karıştırmaya devam edelim.
Margarin eriyince ocaktan alalım ve içlerini kremayla doldurduğumuz hamurların üzerine dökelim. (Bu miktarda sosla görünüm fotograflarda gördüğünüz gibi oluyor. Eger daha yoğun soslu isterseniz sosun yapımında kullanılan malzemeleri 2 katına çıkartabilirsiniz.)
Daha sonra dilediğimiz şekilde servis yapalım.
Afiyet olsun.

23 Kasım 2007 Cuma

MAKARNA SALATASI


Geçen akşam eve gittiğimde değişik birşeyler yapmak istedim. "Bu mu değişik?" diye bir soru geçiyor olabilir aklınızdan ama çoktandır makarna salatası yemiyorduk :)) Ayrıca buzdolabında bana "artık beni kullan yoksa çürüyüp gideceğim" diye bakan bir çift havucu, kavanozun dibinde "gün gelir de bizi de yer mi acaba?" diye bekleyen kornişonları ve "önce konserveydik,şimdi deep freeze bekler olduk,biz ne zaman yemek olacağız?" diyen bir avuç bezelyeyi kurtarma operasyonu oldu bu salata. Eger daha önceden bu niyetle yola çıksaydım,daha bol malzemeli olabilirdi ama bu kadar lezzetli olur muydu bilmem :))
Salatanın bir kısmı ertesi güne kaldı,streç filmle kapatıp dolaba kaldırmama rağmen yoğurdu azalmış gibiydi,biraz daha yoğurt ekledim ve üzerine sıvı yağ ve biber salçasından oluşan bir sos hazırladım. Aynı salatayı iki farklı tatla yemiş olduk.
Sizin de kurtarılmayı bekleyen malzemeleriniz varsa buyrun makarna salatasının tarifine :))


Malzemeler :

Yarım paket fiyonk ya da düdük makarna
2 adet orta boy patates
2 adet havuç
1 su bardağı konserve bezelye
4-5 adet kornişon turşu
1,5 su bardağı yoğurt
1 çay bardağı mayonez
Tuz ve kuru nane
Yapılışı :

İlk olarak havuçları küp küp doğrayıp tencereye alalım.
Üzerini geçecek kadar su ve az miktarda tuz koyup orta hararetli ocakta haşlamaya başlayalım.
Havuç haşlanırken biz patatesleri soyup küp küp doğrayalım ve su kaynadıktan 10 dakika sonra patatesleri de havuçların olduğu tencereye ilave edelim.
Havuç patatese göre daha geç piştiği için önce havucu haşlamaya başladık.
Dilerseniz havuç ve patatesi ayrı ayrı tencerelerde de haşlayabilirsiniz.
Eğer bezelyeyi de konserve değil de taze bezelyeden kullanacaksanız,en geç pişecek olan bezelye olacağından ilk bezelyeyi ocağa koymalısınız.
Sebzeler haşlanırken makarnayı da ambalajında belirtildiği gibi pişirelim ve süzelim.
Yapışmaması için bol soğuk sudan geçirelim.
Haşlanan sebzeleri bir kaba alıp ılıması için bekleyelim.
Sebzeleri haşladığınız suyu dökmeyip çorba yapımında kullanarak değerlendirebiliriz. Hem besleyiciliğinden hem de lezzetinden yararlanmış oluruz.
Makarna ve sebzeler ılırken yoğurt ve mayonezi salatayı yapacağımız kapta (tercihen derin) karıştıralım.
Daha sonra makarnayı,sebzeleri, küp küp doğranmış kornişonu ve kuru naneyi ilave edip,tuzunu damak tadımıza göre ayarlayıp karıştıralım.
Dilediğimiz şekilde süsleyip servis yapalım.
Afiyet olsun.

21 Kasım 2007 Çarşamba

BEZELYELİ PATATESLİ KÖFTE


Bu hem lezzetli hem de besleyici yemek Esra'nın ellerinden çıktı,bize de bayıla bayıla yemek düştü :)) Tarifine gelince,o da hemen aşağıda;

Malzemeler :

3 adet orta boy patates
1 su bardağı haşlanmış ya da konserve bezelye
250-300 gram kıyma
Tuz,karabiber,pul biber,kuru nane,kekik ve diğer baharatlar
1 ya da 2 dilim ekmek içi
4-5 yemek kaşığı sıvı yağ
1 yemek kaşığı un
1 yemek kaşığı salça
3-4 su bardağı sıcak su

Yapılışı :

İlk olarak köftemizi hazırlayalım.
Bunun için kıymaya tuz, baharatlar ve ekmek içini ilave edip iyice yoğuralım ve bir kaç saat buzdolabında dinlendirelim.
Çıkarınca tekrar yoğurup, küçük parçalar koparıp elimizde yuvarlayarak bir tepsiye koyalım.
Diğer tarafra patatesleri soyup küp küp doğrayalım.
Tencereye sıvı yağı koyup 1 yemek kaşığı unu ilave edelim ve unun rengi değişene kadar kavuralım.
Daha sonra karıştırmaya devam ederek 1 bardak kadar sıcak su ilave edelim.
Salçayı bu suda eritip geri kalan suyu da ekleyelim.
Patatesleri,köfteleri ve bezelyeyi ekleyip kısık ateşte pişirelim.
Afiyet olsun.

16 Kasım 2007 Cuma

PATLICANLI BÖREK


Patlıcanlı börek fikri ilk bakışta değişik gelse de tüm önyargılarınızı bir kenara bırakıp mutlaka denemelisiniz bence. Çıtır çıtır yufkanın içinde yumuşacık patlıcan ve onun tadına tat katan peynirin muhteşem uyumu...Hele bir de yanına tavşan kanı çayla dayanılmaz dörtlü :))
Ben peynirin tadını bazı şeylere çok yakıştırırım ve beraber tüketmek çok hoşlanırım. Bunların en başında zaten bir çoğumuzun yazın severek tükettiği karpuz geliyor.Daha sonra listemde patlıcan,kabak,kırmızı biber dolması,ıspanak gibi şeyler var.Yani ben bir nevi yoğurt niyetine, peyniri bir çok şeyle beraber tüketiyorum :)) Bu börekte de öyle yaptım,size çok da cazip gelmediyse peyniri malzeme listesinden çıkartabilirsiniz :))

Malzemeler :

6 adet yufka
1 çay bardağı sıvı yağ
1 su bardağı yoğurt(sulu olmalı,eğer değilse ¾ bardak yoğurda 1 bardak olacak şekilde su ekleyebilirsiniz)
Yarım paket kabartma tozu
1 adet yumurta (üzeri için)
Harcı için :
4 adet patlıcan
2 adet orta boy kuru soğan
1 tatlı kaşığı salça
4-5 yemek kaşığı sıvı yağ
1 su bardağı kadar ezilmiş tulum peyniri

Yapılışı :

Patlıcanları soyup küp küp doğrayalım.
10-15 dakika kadar tuzlu suda bekletip acısını alalım.
Soğanları yemeklik doğrayıp sıvı yağda kavuralım.
Salça,tuz ve dilersek baharat ekleyip patlıcanları ilave edelim.
Çok az sıcak su ekleyip patlıcanlar yumuşayıncaya kadar pişirelim ve soğumaya bırakalım.
Yufka katlarına sürmek için yoğurtla sıvı yağ ve abartma tozunu karıştırarak bir harç hazırlayalım.
Yufkamızın bir tanesini yağlanmış fırın tepsisine serelim.
Tepsiye büyük gelirse,fazlalıklar kenarlardan sarksın.
Yoğurtlu harçtan bir kaç kaşık koyup fırçayla sürelim.
Üzerine ikinci yufkayı tepsinin büyüklüğüne göre buruşturarak yerleştirelim ve yoğurtlu harçtan sürelim.
Üçüncü yufkaya da aynı işlemi uyguladıktan sonra patlıcanlı harcı güzel bir şekilde yayalım ve peyniri serpiştirelim.
Kalan yufkaları da diğerleri gibi yerleştirelim.
En son yufkayı tepsinin büyüklüğüne göre keselim.
En alttaki yufkanın sarkan kenarlarını kapatalım ve en üste kullanacağımız yufkayı kesince kalan parçaları yerleştirdikten sonra en son katı koyalım.
Kare kare dilimleyip çırpılmış yumurta sürelim.
180 C fırında üzeri kızarana kadar 30-35 dakika pişirelim.
Afiyet olsun.

14 Kasım 2007 Çarşamba

YE#28 : AYVA REÇELİ



Bu ayki etkinlik konusu "Geleneksel Kış Hazırlıkları" ve ev sahibemiz de sevgili Mahzun Prenses. Kendisine kolaylıklar diliyorum.

Benim tarifim ayva reçeli. Belki bir çoğunuz benzer şekillerde zaten yapıyorsunuz ayva reçelini,ben tamamen doğaçlama,tarif olmaksızın yaptım ama annemin yaptıklarını aratmadı :)) Tıpkı ayva tatlısındaki gibi çekirdeklerini de ilave ederek pişirdim ve çok hoş, pembeye yakın renkte bir reçel oldu.

Kış hazırlıkları kapsamında yapılabilecek daha önceden tarifini verdiğim biber salçası ve kırmızı biber turşusuna da mutlaka bakın bence,şimdiden afiyet olsun :))



Malzemeler :

6 adet ayva
5 su bardağı toz şeker
5 su bardağı su
1 yemek kaşığı limon suyu

Yapılışı :

Ayvaları yıkayıp soyalım, çekirdek yataklarını çıkarıp dilimleyelim.
Çekirdeklerini renk vermek için kullanacağımızdan atmayalım.
Her bir dilimi de ince ince doğrayalım.
Ayvaları bu şekilde hazırladıktan sonra kalın tabanlı bir çelik tencereye alalım ve üzerine 5 su bardağı ılık su koyalım.
Ayva çekirdeklerini yıkayıp temiz bir tülbent parçasının içine koyup bağlayalım.(Bu işlem için süzgeç kağıdı ya da poşet çayların poşetini de kullanabilirsiniz.)
Çekirdekleri de tencereye atıp orta ısılı ocakta kaynatalım.
Kaynadıktan 10 dakika sonra çekirdekleri çıkartıp şekerini ilave edelim.
Ara sıra karıştırarak ve eğer köpüklenirse üzerinden alarak 45 dakika kadar pişirelim. Bu süre ayvanın cinsine göre değişiklik gösterebileceğinden arasıra kontrol edip ayvalar yumuşayana kadar pişirelim.
Bu sürenin sonunda limon suyunu ekleyip bir taşım kaynatalım ve ocaktan alalım.
Kuru kavanozlara koyup ağzını kapatalım ve serin bir yerde muhafaza edelim.
Afiyet olsun.



12 Kasım 2007 Pazartesi

YUMURTALI ISPANAK KAVURMA


Bizde ıspanağın en çok sevilen hallerinden biridir bu yemek. Kış boyunca hemen hemen her hafta yapılır ve afiyetle yenilir.Siz de denemek istemez misiniz?

Malzemeler :

½ kg ıspanak
3 adet kuru soğan
1 tatlı kaşığı domates salçası
1 tatlı kaşığı biber salçası
½ çay bardağı sıvı yağ
3 adet yumurta (kişi sayısı fazlaysa yarım kg ıspanak için 5 yumurtaya kadar kullanabilirsiniz)
Pul biber,tuz,karabiber

Yapılışı :

Ispanakları temizleyip ince ince doğrayalım.
Diğer tarafta soğanları yemeklik doğrayıp sıvı yağda kavuralım.
Salçayı ve baharatları ekleyip bir kaç kez karıştıralım ve ıspanakları ekleyelim.
Hiç su ilave etmeden (ıspanaklar kendi suyunu salıyor) pişirelim.
Ispanaklar kavrulduktan sonra kaşıkla, kullanacağımız yumurta sayısı kadar oyuklar açalım ve yumurtaları bu oyuklara kıralım.
Üzerine pul biber serpip ağzını kapatıp yumurtalar katılaşana kadar pişirelim.
Sıcak sıcak servis yapalım.
Afiyet olsun.

10 Kasım 2007 Cumartesi

8 Kasım 2007 Perşembe

FIRINDA TAHİN HELVALI TATLI

Balığın üzerine yenebilen öyle pek fazla tatlı yok galiba,ya da bilinçaltımızda tahin helvası balıkla o kadar özleştirilmiş ki;başka bir kombinasyon düşünemiyoruz :))
Daha önceden internette gezinirken balıktan sonra yemek için tahin helvalı tatlı tarifleri görmüştüm ama nerde gördüğümü hatırlayamadım.Araştırmak için de çok vaktim olmayınca doğaçlama birşeyler yapmaya karar verdim. Biz sonuçtan çok memnun kaldık. Yalnız posiyonları küçük tutmama rağmen, balığı biraz fazla kaçırdığımızdan sanırım, tatlılarımızı zor bitirdik.Siz dilerseniz aşağıdaki tariften oranlamalar yaparak porsiyonları küçültebilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.

Malzemeler (1 porsiyon için) :

2 kibrit kutusu büyüklüğünde sade tahin helvası
2 yemek kaşığı tahin
2 yemek kaşığı pekmez
2 yemek kaşığı çekilmiş fındık
1 tatlı kaşığı limon suyu

Yapılışı :

Tahin helvesını çatalla ezip, limon suyuyla karıştıralım ve tatlıyı yapacağımız kabın dibine yerleştirelim.
Üzerine tahini ve pekmezi koyalım.
En üste fındığı serpiştirelim. 180C ye ısıtılmış dırında 12-15 dakika pişirelim.
Sıcak veya ılık olarak servis yapalım.
Afiyet olsun.

(Tatlının pişmemiş hali)

7 Kasım 2007 Çarşamba

HAMSİ TAVA

Haftasonu en yakın arkadaşlarımdan birinin, canım Oyamın, düğünü için Samsun’daydım. Bu düğün bir taşla bir sürü kuş vurmak oldu benim için; ailemi gördüm, arkadaşlarımı gördüm, yorucu da olsa 2 günlük tatil yapmış oldum ve bir de Bülent Baba(kayınpederim) nın aldığı denizden yeni çıkmış bu tazecik hamsileri getirdim :)))
Hamsiyi çok sevmemize rağmen tazeliğinden ve Karadeniz mi Marmara mı pek anlamadığımız için sık sık tüketemiyoruz. Bu Samsun seyahati iyi bir fırsat oldu. Dün akşam hamsiye doyduk desem yeri :))) Üzerine de tahinli bir tatlı yedik, tarifi tamamen doğaçlama,o an evde bulunan malzemelerle yapılmış ama lezzeti mükemmel,henüz isim bulamadığım bir tatlı :))) Onun tarifini de yarın paylaşacağım sizinle...

Malzemeler :

1 kg hamsi
1 su bardağı mısır unu
1 çay kaşığı karabiber
2 çay kaşığı pulbiber
1 tatlı kaşığı tuz
Sıvı yağ

Yapılışı :

Hamsileri temizleyip yıkayalım(temizleme işlemini balıkçılara da yaptırabilirsiniz).
Diğer tarafta mısır ununu tepsiye alalım ve içine tuzu ve baharatları koyup harmanlayalım.
Balığı kızartacağımız tavaya çok az (tavanın tabanını kapatacak kadar) sıvı yağ koyalım.
Hamsileri tek tek mısır unlu karışıma bulayıp fotograftaki gibi sıkı bir şekilde tavaya dizelim.
Yüksek ısılı ocakta önce bir tarafını kızartalım.
Daha sonra düz bir kapak yardımıyla ters düz edelim ve diğer tarafını kızartalım.
Bu aşamaları aşağıdaki fotoğraflardan takip edebilirsiniz.
Ters düz ederken, hamsileri kapaktan tavaya aktarmadan önce tavaya ilk baştaki kadar sıvı yağ koyarsanız daha lezzetli olur.
Afiyet olsun.

Hamislerin unlanıp tavaya dizilmiş hali (eğer daha küçük bir tava olsaydı,ortadaki hamsileri hiç yerleştirmek zorunda kalmazdım ve daha şık bir sunum olurdu).

Hamsiler kızarıyor. Üzerindeki kapak benzeri nesne, balığın yağ sıçratmadan kızarmasını sağlayan gözenekli bir yapıya sahip. Samsunlu arkadaşlarımızla yaptığımız balık partisinden sonra bize yadigar :))

Balıkları çevirmek için tavaya düz bir kapak kapatılır. Bu aşamada ve sonrasında dikkatli ve hızlı olmak gerekiyor.

Tavanın ters çevrilmiş hali. Bu noktada ben hızlı hareket ederken Esra fotograflamaya çalıştı ama hareket halinde olduğumdan netlik problemi olmuş,sahneyi tekrarlama şansımız da yoktu :))

Hamsiler kapak yardımıyla ters düz edilmiş durumda,sıra diğer tarafının kızarmasında...

2 Kasım 2007 Cuma

FACEBOOK ÇILGINLIGI



Bir kaç gündür bilgisayarın başından kalkamıyorum,her işimin arasında kaşla göz arasında önce bir facebook hesabıma bakıyorum yeni birşeyler var mı diye...Önceleri peşpeşe davetiye yollayan arkadaşlarıma kızıyordum şimdi o davetiyeleri umursamayıp facebookla tanışmak için bu kadar geç kaldığım için kendime...Senelerdir görmediğim arkadaşlarımı buldum; kimi evlenmiş kiminin çocuğu hatta çocukları olmuş :)) Tam da çevremdekilere “eskiden, öğrenciyken, yurttayken, şurdayken, burdayken...” diye anılarımı anlatıp kafalarını ütülerken ne iyi geldi şu facebook. Bazen bu “eskiden”leri abartıp kendimi korkutan bir hale geliyorum; bu yaşta geçmişe bu kadar özlem duymak normal midir? Bu yaşta bu kadar özlüyorsam,yaş kemale erince ne hale geleceğim kimbilir :)))
Şimdiye kadar uzakları yakın ettiklerini,hele benim gibi ailesi arkadaşları hep başka şehirlerde olan insanları çok mutlu ettiklerini düşündüğüm (tabi daha milyonlarca faydası var ama konuyla alakalı olanlar bunlar) internetin,ADSL’in ve msn’in mucitlerine dua ettim durdum. Şimdi bu üçlemeye bir de facebook’u yaratanlar eklendi...

Fotograf da ne alaka diye düşünenlere not : Burası bir yemek blogu ve yemek fotografı olmadan bir post olmamalı diye düşündüğümden halamın onu ziyaretimizde yaptığı müthiş içliköftelerin fotografını koymak istedim :)))