28 Temmuz 2008 Pazartesi

GÜZEL BİR GÜN GÜZEL BİR ŞEHİR ve GÜZEL DOSTLAR

Geçtiğimiz haftasonu arkadaşlarımız Aylin ve Mesutla beraber Edirne gezisi yaptık. Edirne gerçekten mutlaka gidip görülmesi gereken bir şehir. Her köşesi buram buram tarih kokuyor. Müzeleriyle camiileriyle senelerce Osmanlıya başkentlik etmiş bir şehir oldugunu daha ilk görüşte anlıyorsunuz. Mimar Sinanın “ustalık eserim” dediği ve 1575te yapılmış dünya mimarlık tarihihinin başyapıtlarından kabul edilen Selimiye Camiisine hayran olmamak mümkün değil. II.Beyazıt Külliyesinde bulunan Sağlık Müzesi ilgimizi çeken bir diğer yer oldu. Müze 2004 yılında Avrupa’da “Yılın En İyi Müzesi” ödülünü almış. Osmanlıdaki tıp anlayışını müze içindeki canlandırmalarla birebir görmeniz mümkün. Ayrıca o yıllarda kullanılan tıp araç gereçleri de (tansiyon aletleri, ilaç kutuları, şırıngalar, steteskoplar gibi) müzede sergileniyor.
Şehri gezerken 500-600 yıl önce yapılmış o eserlerin günümüze kadar gelmesine hayret ediyorsunuz. Savaşlara, doğal felaketlere karşı sapasağlam ayakta durmuş yapılar sizi, bundan asırlar önceki teknolojinin büyüklüğü konusunda düşünmeye sevk ediyor.
Tarihi zenginliklerinin yanı sıra doğal güzellikleri de sizi büyülüyor. Meriç, Tunca ve Arda nehirleri (ve köprüleri) şehre bambaşka bir güzellik katıyor.
Edirneye özgü meyveli sabunlar da ilgi çekiciydi. Osmanlı döneminde şehre gelen önemli ziyaretçilere armağan edilen bu sabunlar şimdilerde şehirdeki çarşılarda hediyelik olarak satılıyor. Sabunun gıda boyasıyla renklendirip değişik meyvelerin şekillerinin verilmesiyle hazırlanan sabunlar mis gibi de kokuyor.
Ee tabi bu bir yemek blogu oldugundan Edirneye özgü yemeklere de değinmeden geçmek olmaz :)) Edirnenin yatık ciğeri meşhur. Şeritler halinde doğranmış ciğerin bir gece süt içinde bekletilip ertesi gün unlanıp kızartılmasıyla hazırlanıyor. Yanında da kuru biber kızartması ile servis ediliyor. Bir diğer meşhur yiyeceği de badem ezmesi ve Kavala(Selanik) kurabiyesi. “ben ömrümde böyle güzel kurabiyeler yemedim” dedirtecek kadar güzel kurabiyeler bunlar.
Çok keyif aldığımız geziyi Mesutun rehberliğinde yaptık. Ben de size O’nun notlarından Edirne için söylenebilicekleri özetleyeyim. Ama Anlatmakla olmaz mutlaka gidip görmek lazım.

Edirne Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi, Sağlık Müzesi, Balkan Savaşı Müzesi, Lozan Anıtı ve Karaağaçı görmeden,

Selimiye Camii, Eski Camii, Üç Şerefeli Camii, Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II.Beyazıt Külliyesini gezmeden,

Meriç kenarında çay içmeden ve Edirnenin meşhur yatık ciğerini yemeden,

Badem ezmesi, mis sabunu, kavala kurabiyesi ve beyaz peynir almadan,

Her yıl Haziran ayının son haftasında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Etkinliklerine katılmadan dönmeyin…

İstanbuldan gidecekler için turlar da mevcut. Kendi arabanızla gitmek isterseniz Anadolu yakasından 2.5 saat kadar sürüyor.


Badem Ezmesi

Kavala Kurabiyesi

Selimiye Camiisi



Selimiye Camii içi

Selimiye Camii içi




Bizi renklerine hayran bıraktıran tavus kuşu

II.Beyazıt Külliyesi bahçesi

Psikiyatri hastalarını müzikle tedavi edilişi

İlaç hazırlayan eczacıbaşı

Hekimbaşı ve odası

Çekilerek tedavi edilen hasta ve uygulamalı eğitim alan öğrenciler

Tarihi tren garı (Günümüzde Trakya Üniversitesi Rektörlüğü olarak kullanılıyor)
Lozan Anıtı

Meriç Nehri ve Köprüsü

17 Temmuz 2008 Perşembe

VİŞNELİ PARFE


Aslında bu tarifi sıcak yaz günlerinde içimizi serinletecek bir tatlı olarak yayınlamayı düşünmüştüm ama ben yayınlama aşamasına gelene kadar İstanbul yağmura teslim oldu. Hepimizin çok ihtiyacı vardı bu yağmura hem serinlemek için hem de ilerleyen günlerde susuz kalmamak için. İstanbul yağmurlu olsa bile ülkemizin geri kalanınında çok sıcak günler geçiren bölgeler var. Bu parfe, onları biraz olsun serinletir umarım :))
Malzemeler :

3 paket krem şanti
500 mililitre süt
1 paket petit beurre bisküvi
1.5 su bardağı vişne
200 gram labne peyniri
1 çay bardağı pudra şekeri

Yapılışı :

İlk olarak vişnelerin çekirdeklerini çıkarıp ikiye doğrayalım ve bir kenara koyalım.
Bisküvileri rondodan geçirelim.
Dilediğimiz bir kalıbı streç filmle kaplayalım.
Kremşantiyle sütü çırpalım.
İçine labne peynirini ve pudra şekerini ilave edip karıştıralım.
Bisküvileri de ilave edelim. Karıştırmaya devam edelim.
Son olarak vişneleri ilave edip hızlıca karıştırıp, kalıbımıza dökelim.
Buzlukta en az 5-6 saat (tercihen 1 gece) beklettikten sonra, buzdolabının normal kısmında 1-2 saat bekletelim.
Kalıptan çıkarıp dilimleyerek servis yapalım.
Afiyet olsun.

7 Temmuz 2008 Pazartesi

KREM ŞANTİLİ KEK


Dr.Oetker krem şanti ambalajının arkasındaki bu tarifi çok uzun zamandır denemek istiyordum. Geçen gün yapmak için tarif defterimi açtığımda tarifi not etmediği görünce hayal kırıklığına uğradım ama ambalajı öylece defterin arasına koydugumu görünce çok sevindim. Keke gelince; çok lezzetli, hafif ve yumuşacık bir kek oldu. Tek sorun pişme süresindeydi. Orjinal tarifte 25 dakika demesine rağmen benim kekim 50 dakikada pişti ve ben tarifi kendi tecrübelerime göre vermeyi uygun gördüm. Bence denemeye değer, alternatif bi tarif. Şimdiden afiyet olsun.

Malzemeler :

1 paket krem şanti
1 su bardağı soğuk süt
4 adet yumurta
1 çay bardağı sıvı yağ
1.5 su bardağı toz şeker
1 su bardağı dövülmüş ceviz
2.5 su bardağı un
1 paket
Kabartma tozu

Yapılışı :

Bir kapta krem şanti ve sütü çırparak hazır hale getirelim.
Başka bir kapta oda sıcaklığındaki yumurta ile şekeri köpük köpük oluncaya kadar çırpalım.
Düşük hızda çırpmaya devam ederken sırasıyla sıvı yağı, hazırladığımız krem şantiyi, cevizi ekleyelim.
En son olarak unu ve kabartma tozunu eleyerek ilave edelim.
Hazırladığımız hamurumuzu yağlanmış bir kek kalıbına dökelim ve 175C de 45-50 dakika kadar ortasına (batırdığımız kürdan temiz çıkana kadar) pişirelim.
Dilimleyip servis yapalım.
Afiyet olsun.

3 Temmuz 2008 Perşembe

VİŞNELİ ETİMEK TATLISI


Blogumda şimdiye kadar hiç vermediğim kadar uzun bi ara verdim. İlk olarak kardeşimin düğünü vardı, ardından tatile çıktık. Antalyadan Demreye kadar tüm kıyı şeridini gezdik. Hem çok keyifli hem de dinlendirici bi tatil oldu bizim için. Bir kez daha memleketimizin her köşesinin ayrı bir güzel oldugunu ve çok önemli tarihi eserler barındırdığını görmüş olduk.

Dönüşümü de bir tatlıyla yapmak istedim hem de çok sevdiğim bi tatlıyla, gerçi sevmediğim tatlı da yok ama :)) Tatlı başlayalım tatlı devam etsin diye düşündüm. Eminim etimek tatlısını hepiniz biliyorsunuzdur ama bir de vişnelisini deneyin derim ben....

Malzemeler :

10 adet tuzsuz etimek

Kremesı için :
4 su bardağı süt
1 su bardağı toz şeker
2 yemek kaşığı irmik
2 yemek kaşığı nişasta
2 yemek kaşığı un
50 gram margarin
1 paket vanilin

Şerbeti için:
1 su bardağı su
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı vişne suyu

Yapılışı :

İlk olarak etimeklerimizi uygun büyüklükteki hafif derin bir kaba dizelim.
Daha sonra şerbetimizi hazırlayalım.
Bunun için 1 su bardağı toz şekeri kalın tabanlı bir çelik tencereye koyup ocağa yerleştirelim.
Hiç su ilave etmeden şeker tamamen karamelize oluncaya kadar arasıra karıştıralım.
Daha sonra yavaş yavaş bir su bardağı suyu ekleyelim.
Bu aşamada çok fazla sıçradığını bilmenizde fayda var.
Ayrıca bu aşamada karamelleşen şekerler topaklanabiliyor, çok seri karıştırmak ve ocağı bir müddet daha açık tutmak gerekiyor.
Daha sonra bu şerbetin içine vişne suyunu da ekleyelim ve etimeklerin üzerine dökelim.
Etimekler şerbetini çekerken kremayı hazırlayalım.
4 su bardağı soğuk sütün içine un, nişasta ve irmiği ilave edip karıştıralım.
Şekeri de ilave edip ocağa alalım.
Sürekli karıştırarak kısık ateşte koyulaşıncaya kadar pişirelim.
Koyulaşmaya başlayınca margerini ve vanilini ilave edelim.
Kaynayınca ocaktan alalım.
Eğer pütürlü bir görünümü varsa mikserden geçirelim ve şerbetli etimeklerin üzerine dökelim.
Oda sıcaklığına geldikten sonra 1-2 saat buzdolabında bekletelim.
Dilimleyip vişne taneleriyle süsleyerek servis yapalım.
Afiyet olsun.