Geçtiğimiz haftasonu arkadaşlarımız Aylin ve Mesutla beraber Edirne gezisi yaptık. Edirne gerçekten mutlaka gidip görülmesi gereken bir şehir. Her köşesi buram buram tarih kokuyor. Müzeleriyle camiileriyle senelerce Osmanlıya başkentlik etmiş bir şehir oldugunu daha ilk görüşte anlıyorsunuz. Mimar Sinanın “ustalık eserim” dediği ve 1575te yapılmış dünya mimarlık tarihihinin başyapıtlarından kabul edilen Selimiye Camiisine hayran olmamak mümkün değil. II.Beyazıt Külliyesinde bulunan Sağlık Müzesi ilgimizi çeken bir diğer yer oldu. Müze 2004 yılında Avrupa’da “Yılın En İyi Müzesi” ödülünü almış. Osmanlıdaki tıp anlayışını müze içindeki canlandırmalarla birebir görmeniz mümkün. Ayrıca o yıllarda kullanılan tıp araç gereçleri de (tansiyon aletleri, ilaç kutuları, şırıngalar, steteskoplar gibi) müzede sergileniyor.
Şehri gezerken 500-600 yıl önce yapılmış o eserlerin günümüze kadar gelmesine hayret ediyorsunuz. Savaşlara, doğal felaketlere karşı sapasağlam ayakta durmuş yapılar sizi, bundan asırlar önceki teknolojinin büyüklüğü konusunda düşünmeye sevk ediyor.
Tarihi zenginliklerinin yanı sıra doğal güzellikleri de sizi büyülüyor. Meriç, Tunca ve Arda nehirleri (ve köprüleri) şehre bambaşka bir güzellik katıyor.
Edirneye özgü meyveli sabunlar da ilgi çekiciydi. Osmanlı döneminde şehre gelen önemli ziyaretçilere armağan edilen bu sabunlar şimdilerde şehirdeki çarşılarda hediyelik olarak satılıyor. Sabunun gıda boyasıyla renklendirip değişik meyvelerin şekillerinin verilmesiyle hazırlanan sabunlar mis gibi de kokuyor.
Ee tabi bu bir yemek blogu oldugundan Edirneye özgü yemeklere de değinmeden geçmek olmaz :)) Edirnenin yatık ciğeri meşhur. Şeritler halinde doğranmış ciğerin bir gece süt içinde bekletilip ertesi gün unlanıp kızartılmasıyla hazırlanıyor. Yanında da kuru biber kızartması ile servis ediliyor. Bir diğer meşhur yiyeceği de badem ezmesi ve Kavala(Selanik) kurabiyesi. “ben ömrümde böyle güzel kurabiyeler yemedim” dedirtecek kadar güzel kurabiyeler bunlar.
Çok keyif aldığımız geziyi Mesutun rehberliğinde yaptık. Ben de size O’nun notlarından Edirne için söylenebilicekleri özetleyeyim. Ama Anlatmakla olmaz mutlaka gidip görmek lazım.
Edirne Müzesi, Türk İslam Eserleri Müzesi, Sağlık Müzesi, Balkan Savaşı Müzesi, Lozan Anıtı ve Karaağaçı görmeden,
Selimiye Camii, Eski Camii, Üç Şerefeli Camii, Ali Paşa Kapalı Çarşısı ve II.Beyazıt Külliyesini gezmeden,
Meriç kenarında çay içmeden ve Edirnenin meşhur yatık ciğerini yemeden,
Badem ezmesi, mis sabunu, kavala kurabiyesi ve beyaz peynir almadan,
Her yıl Haziran ayının son haftasında düzenlenen Kırkpınar Yağlı Güreşleri ve Kültür Etkinliklerine katılmadan dönmeyin…
İstanbuldan gidecekler için turlar da mevcut. Kendi arabanızla gitmek isterseniz Anadolu yakasından 2.5 saat kadar sürüyor.
Badem Ezmesi
Selimiye Camiisi
Tarihi tren garı (Günümüzde Trakya Üniversitesi Rektörlüğü olarak kullanılıyor)
4 yorum:
ne güzel anlatmışsın elif çok güzel bir gezi olmuş.bi ayagımız edirne de olduğu için oldukça sık ziyaret ediyorum:)çok güzel yerler.görmeyenlere tavsye edilir.
kandilin mübarek olsun canım gecen nur ile dolsun..
sevgiler...
cnm mrb
edirneye mayıs ayında bende gitmiştim sağlık müzesine bayıldım çok güzel bir kent edirne
iyi yapmışsın gitmişsin.kandilin mübarek duaların kabul olsun
sevgiler
PORSELEN DEMLİK yepyeni bir etkinlik ile karşınızda…
YÖRESEL LEZZETLER ETKİNLİĞİ-4 PİLAVLAR
http://porselendemlik.blogcu.com
http://selmahlc.blogcu.com
http://birdemliksohbet.blogspot.com
http://yoresellezzetler.bloggum.com tarafından hazırlanmıştır
etkinliğimizin yeni sahibesi www.capankizimutfakta.blogspot.com olarak 10/8/2008 ile 01/09/2008 tarihleri arasında 20 gün boyunca ben yapacağım konumuz:PİLAVLAR
anadolunun zengin sofrasını evlerimize sunmak,bizi biz yapan değerlerimizin hünerli ellerle bütünleştiği yemeklerimizin tarih kokan hikayelerini sunmak ve bu lezzetleri siz değerli dostlarımızla paylaşmak…
sizde bu lezzet dolu maceraya davetlisiniz…
eğer sizlerinde sofralarında yer bulan kendi yörenize ait bir tarifiniz var ise tarifinizi bize ulaştırabilir böylece bir yerlerde kalmış lezzetleri tüm dostlarınızla hem paylaşmış olacak hem de yörenizin kültür ve değerlerini tanıtmış olacaksınız
yapmanız gereken şey;
hazırladığınız yöresel yemeğinizi ismi ,yöre adı ,tarifi ve birkaç aşama ile çektiğiniz fotoğraf ile bloğunuzda yada sitenizde yayınlayıp daha sonra ev sahibine yorum ya da e-posta ile haber vermek
örnek:
isim:perde pilavı
yöre adı:siirt
buraya ise tarifimizin resmi ile beraber detaylı anlatımı gelecek şekilde…
iletişim:kadininmutfagi@hotmail.com ya da www.kadininmutfagi.blogcu.com
unutmayın tarifler sadece tarihi yöresel tarifler olmalıdır
Meriç köprüsünün görüntüsü çok güzel, sen de nefis fotoğraflamışsın.. Yıllar önce üniversitede okuyan arkadaşımı ziyarete gitmiştim Edirne'ye ama çok gezememiştik.. İnşallah tekrar nasip olur..
Yorum Gönder